05330534554 [email protected]
İngilizce Çeviri

İngilizce Çeviri

İngilizce çeviri hizmetini ister bir makale çeviri hizmeti için bireysel olarak, ister yabancı müşterilere doğru pazarlama metinleri veya faaliyet raporuyla hitap etmek isteyen bir işletme olarak talep edin; yetkin bir kadroyla çalışmak çok önemli.

Ticari işletmeler, makine çevirisi alanındaki baş döndürücü gelişmelere paralel olarak İngilizce çeviri için sadece makine çevirisi kullanma veya en uygun çeviri fiyatı arama hatasına düşebiliyor. Ancak otomatik çeviri aslında İngilizcede yaygın olan “lost in translation” durumuna; yani tercümenin özünde bulunan çok fazla unsurun kaybolmasına yol açabiliyor. Hatta buradaki İngilizce çeviri hedeflenenin aksine kafa karıştırıcı veya belirsiz anlamlar taşıyan bir içeriğe neden olabiliyor; bu da hedef kitle ve müşterileri, daha onlarla tanışmadan kaybetmek anlamına gelebiliyor.

12 yıldır doğru İngilizce çeviri hizmetleri sunan bir kadro olarak Türkçe-İngilizce çeviri ve İngilizce-Türkçe çeviri hizmetlerinde nitelikli sonuçlar için bazı ipuçlarını paylaşmak istedik

İngilizce Çeviri=Kısa ve Özlü İfadeler

En nihayetinde İngilizceye çevrilecek bir içerik yazıyor ve yazdırıyorsanız bu küçük adım, büyük bir fark yaratabilir. Cümlelerinizi kısa tutmak ve yalnızca tek bir düşünce, konuyu ve eylemi içerecek şekilde yazmak tercüme edilmesini kolaylaştıracaktır. Türkiye’deki müşterilerin isim ve sıfat tamlamalarıyla yetinmeyip fiilimsi yapılar ve diğer dil unsurları kullandığınızda İngilizce çeviri içinden çıkılmaz hale gelmeye başlar. Buna bir de edilgen cümleler eklenirse çok basit “İngilizce çeviri” işi çok fazla tartışmaya yol açabilir.

İngilizce Çeviri İçin İpuçları
Bu örnek, İngilizce çeviri açısından sade anlatımın önemini vurguluyor.

Profesyonel Çeviri tarifemizde görevlendirdiğimiz editörler ve transkreasyon hizmetinde iş birliği yaptığımız anadil editörleri, pazarlama odaklı belgelerde kelimesi kelimesine çeviriden kaçındığı gibi, istenen etkiyi yaratmak için cümle bazlı çeviriden de uzaklaşır. Yani dil uzmanlarımız, yıllara yayılan deneyimi sayesinde, birkaç yan cümleden oluşan büyük bir cümleyi etkili bir anlatım için ayrı cümlelere dönüştürebilir.

İngilizce Çeviri Projelerinde Terim Yönetimi

Bir dilde cümleler arasındaki farklılıklar çok önemli görünmese de ilgili metni başka bir dile çevirdiğinizde metnin anlamını tamamen değiştirebilir. Örneğin, “resistance”, “resilience” ve “robustness” ifadelerinin geçtiği bir kurumsal metni düşünün. Genellikle İngilizceden Türkçeye geçen bu kavramlar bir süre sonra standart ifadelere dönüşürken İngilizceye çevirisi bile aynı kolaylıkta olmayabiliyor. Özellikle bu terimlerle çok haşır neşir olmayan çevirmenler “direnç”, “direniş”, “dayanıklılık”, “güçlü olma”, “sağlamlık” gibi birbirinden farklı karşılıkları keyfi olarak kullanabiliyor.

Aynı durum parsel, ada, imar planı gibi teknik terimlerin kullanıldığı bir şartname ve temyiz ve istinaf gibi hukuki terimlerin sıkça tekrarlandığı bir sözleşme için de geçerlidir. Doğru terim yönetimi, hayat kurtarır 🙂

Dile Nüanslarını ve Kültürel Farklılıkları Kavramak

İngilizce çeviri açısından başlı başına teknik bir konu olan ve disiplin gerektiren terim yönetimini aşan bu adım, sübjektif dil yaklaşımını ölçülü bir şekilde uygulamayı gerektirir.

Hemen dil nüansları ve kültürel farklılıklarla ilgili somut örnekler verelim:

“Değerli Yatırımcılar, kıymetli iş arkadaşlarımız” şeklinde başlayan bir genel müdürü mektubunu İngilizceye iki hitap ifadesi ile aktarmak ne derece doğrudur?

“Elimizden geleni yapacağız” ifadesi her seferinde “We will do our best” midir, yoksa “We will spare no efforts…” ifadesi aslında mesajın İngilizce okur kitlesine doğru vurguyla aktarılmasını mı sağlar?

İngilizceye yüzyıllar önce giren “yoğurt” kelimesine karşılık yeni bir ürünü nasıl aktarmalıyız? Örneğin, kadim kültürümüzde “döner” olarak bilinen yemek “gyro” diye aktarılabilir mi?

Başta büyük bir sorun değilmiş gibi görünen nüanslar ve kültürel ifadeler, İngilizce çeviri açısından bambaşka sonuçlara yol açabilir. Hatta kaliteli bir çeviri, sırf bu ayrışmalardan ötürü yoğun bir eleştiriyle karşılaşabilir. Burada çeviri ajansının müşteriyle doğru bir iletişim kurması ve sorun teşkil edebilecek her bir kullanıma kültürel lenslerden bakması kritik önemdedir.

İngilizce Çeviri ve Edilgen Cümleler

Türkçe, edilgen cümle yapısıyla ün salmış bir dildir. Belki bunun sorumluluğu bir başkasına devretmek veya ön plana çıkmaktan kaçınmak şeklindeki bir bilinçaltının tezahürü olduğunu söylemek kolay değil; ancak neredeyse tüm metinlerimizde edilgen yapı görmek mümkün.

“Şirket tarafından gerçekleştirilen etkinlikte ödüller genel müdür tarafından takdim edildi ve sonrasında kurdele kesildi” gibi bir cümleyi İngilizceye birebir aktarmak hedef dil okuruna, Türkçe tercümesi “çeviri kokan” metinlerdeki gibi bir his yaşatacaktır.

Lingopia, düzenli çeviri hizmeti sunduğu kurumsal müşterilerini edilgen yapıdan uzaklaşma politikasına yönlendirir.

Stil Kılavuzu Kullanmak

Profesyonel çeviri kapsamında en çok önemsediğimiz konulardan biri stil kılavuzu kullanımı. Doğru ve tutarlı çeviriler için olmazsa olmaz bu kaynağı birçok yayın tarafından sunulan örnekleriyle inceleyebilirsiniz. Peki, stil kılavuzu ne işe yarar?

Örneğin, Amerikan İngilizcesinde tarihler ​​ay, gün ve yıl sıralamasıyla yazmak mümkündür. Dolayısıyla, 2 Ekim 2018 gibi bir tarihi ​​10-2-18 gibi kısalttığımız doğrudur. Ancak aynı sıra diğer dillerde kullanılmaz. Dünyadaki birçok ülkede günü, ay ve yıl sıralaması kullanılır. Yani yukarıdaki kısaltılmış tarih olan 10-2-18, aslında 10 Şubat 2018 olacaktır.

Stil kılavuzu tarih, kısaltma, ölçü birimi gibi birçok dil alternatifinin doğru kullanılmasını sağlar.

Elbette İngilizce çeviri için paylaştığımız bu ipuçları, doğrudan profesyonel çeviri hizmetleri sunmak için yeterli değildir. İngilizce başta olmak üzere tüm dillerde proje yönetimi, çeviri ve düzelti süreçlerinin uzman bir ekiple planlanması gerekir. Web sitesi çevirisinden, hukuki çeviriye, akademik çeviriden medikal çeviriye tüm tercüme talepleriniz için hizmet sunan profesyonel bir ekiple çalışıyor. Hemen teklif isteyin!

Mütercim-Tercümanlık Nedir?

Mütercim-Tercümanlık Nedir?

Mütercim-Tercümanlık Nedir?

Mütercim-tercümanlık, bir öğrencinin yeni adıyla bir çeviribilim bölümünde dört yıllık öğrenimini tamamladıktan sonra yazılı veya sözlü çeviri işini icra etmesine denir. Artık yazılı çevirmen olarak ifade ettiğimiz mütercimler, zamanla geliştirdikleri uzmanlık alanlarına istinaden akademik çeviri, hukuki tercüme, medikal çeviri gibi alanlarda çalışırken, tercümanlar günübirlik veya proje bazlı görevlendirilen sözlü çeviri uzmanlarıdır. Mütercim-tercümanlık, dört yıllık bir öğrenim mi gerektirir? Her iki branşında da rahat çalışma koşulları sunar mı? Bu bölümden mezun olanlar hangi sektörlerde çalışır? Bu yazımız, mütercim-tercümanlık hakkında bazı temel bilgileri sunarken nüanslara da vurgu yapmayı amaçlıyor.

Nasıl Mütercim veya Tercüman Olunur?

Mütercim-tercümanlık için en az bir lisans derecesinin tamamlanması beklenir. Öte yandan, farklı sektör uzmanlıklarına rağmen dil yeterliliğinden ötürü bu işi icra etmek isteyen uzmanların performanslarına bakılır. Ancak Türkiye Konferans Tercümanları Derneği gibi sektör temsilcisi STK’lara üyelikleri mümkün olmaz.

Mütercim-Tercümanlık ve Çalışma Alanları

Mütercimler için neredeyse her türlü mekan çalışma alanı olabilir. Yazılı çeviri projelerinde yer alan mütercimler genelde evlerinden çalışır. Öte yandan sözlü çeviri yapan tercümanlar okul, hastane, mahkeme salonu, toplantı odası ve konferans merkezi gibi birbirinden çok farklı ortamlarda çalışır. Öte yandan, pandemiyle birlikte simultane çeviri hizmetleri zoom çeviri modülü üzerinden sunulmaya başladığı için tercümanlar da uzaktan çalışan dil uzmanları haline gelmiştir.

Mütercim-Tercümanlık Kazançlı Mı?

Yazılı ve sözlü çeviri işleri üstlenen kişilerin aldıkları ücretler yetkinliklerine, doğrudan müşteriyle veya bir ajansla çalışmalarına ve hatta yaşadıkları şehre göre bile farklılık gösterir. Ülkemizde son yıllarda tüm bölümlerde olduğu gibi çeviribilim mezunları da artmakta; ancak tüm yeni meslek uzmanlarına yetecek iş hacmine ulaşılamamaktadır. İş hacmi ve ücretlendirmede Avrupa Birliği süreci, Türkiye’nin dış politika konjenktürü gibi birçok faktör rol oynamaktadır.

Gelecekte Mütercim-Tercümanlık

ABD İstihdam İstatistikleri Bürosu‘na göre, çeviri uzmanlarının istihdamının 2019’dan 2029’a yüzde 20 artacağı tahmin edilmektedir. Küreselleşme, İngilizce dışı dillerdeki çeviri talebi artışı ve teknolojik imkanlar istihdam artışını tetikleyecektir. Öte yandan yeni çeviri trendlerine göre, makineler tercüme hizmetini ortadan kaldırmayacak; daha ziyade insanların daha az emekle daha çok çeviri ürettiği bir süreci iyileştirmeye devam edecek.

Mütercim-Tercümanlıkta Öne Çıkan Nitelikler

  • İş becerileri: Mütercim ve tercümanlar serbest çalışmaları durumunda, finansal ve profesyonel unsurları başarılı bir şekilde yönetmek için genel iş becerilerine ihtiyaç duyar. Müşterilerini sürekli kılmak için pazarlama, fiyat belirleme, müşterilere hızlı dönüşler sağlama ve muhasebe gibi süreçlerle ilgilenmeleri gerekir.
  • Konsantrasyon: Hem yazılı çevirinin kalıcılığı, hem de sözlü çevirinin hassas doğası, tercümanların güçlü bir konsantrasyon yeteneği geliştirmesini sağlar.
  • Kültürel duyarlılık: Bu dil uzmanları, iletişim kurmalarına yardım ettikleri insanlar arasındaki kültürel farklılıklara ve beklentilere duyarlı olmalıdır. Başarılı çeviri farklı dillerdeki kelimeleri bilmenin yanı sırazamanda insanların kültürlerini anlamayı da gerektirir.
  • İletişim becerileri: Mütercim-tercümanlık ister serbest, ister proje bazlı, isterse tam zamanlı icra edilsin; ana iş bileşeni iletişm olduğu için tüm pozitif ve negatif durumlarda dengeli bir üslup gözetilmelidir.
  • Dinleme becerileri: Özellikle sözlü çevirmenler, en doğru çeviri performansı için aktif dinleme becerileri geliştirmelidir.
  • Okuma Becerileri: En iyi yazılı ve sözlü çeviri hizmetleri için ilgili alanda okumalar yapmak büyük fayda sağlar. Mütercim-tercümanlar okumayı sevmelidir.

Artık mütercim-tercümanlık nedir, sorusunun yanıtını bildiğinize göre, bu kariyer yolunda gerekli adımları atabilirsiniz. Öte yandan, mütercim ve tercümanlar kendi başlarına çalışabilse de, iyi çeviri şirketleri, her proje için tercüme talebini doğru profesyonellerle eşleştirmede bir adım önde olabilir. Çeviri ve sözlü çeviri hizmetleri konusunda sizi nasıl destekleyebileceğimizi öğrenmek Lingopia’ya ulaşın!

Çeviribilim Bölümleri ve Tarihçesi

Çeviribilim Bölümleri ve Tarihçesi

Çeviribilim Nedir?

Çeviribilim, yazılı ve sözlü çevirinin teori, betimleme ve uygulamasını konu alan bilim dalıdır. Çeviribilim sahalar arası bir çalışma alanına sahip olduğundan, çeviriye destek olan çeşitli bilim alanlarından destek alır. Bunlar dilbilim, sosyoloji, tarih, karşılaştırmalı edebiyat, felsefe, filoloji, göstergebilim, edebiyat gibi bilim dallarıdır. Çeviribilim kendi içinde farklı alanlara ayrılır, bu alanlardan en önemlisi uygulama ve kuram alanlarıdır.

Çeviribilimin İlkeleri Nelerdir?

Çeviribilimin temel olarak üç ana ilkesi vardır. Bunlar:

Sadakat: Hedef dilde ortaya çıkan çeviri metnin kaynak dildeki metne ne kadar benzediği, çevirmenin orijinal metne ne kadar sadık kaldığı ile alakalı ilkedir. Edebiyat çevirilerinde önemli bir yeri vardır.

Çoğul-dizge: Kuramın amacı, toplumsal düzenin içinde edebiyatın rolünü ve işlevini göstermektir. Kültür, farklı altdizgelerden oluşan bir dizgeler dizgesi olarak görülür. Edebiyat bu dizgenin bir altdizgesidir ve çeviri yazını da edebiyat dizgesinin içinde bulunur. Merkez-çevre ilişkisi düşünülerek çeviri yazının hangi durumlarda merkezde veya çevrede olduğu araştırılır.

Yapısöküm: Bu kuram sözcüklerin içini boşaltmış, “ak”ın aslında “kara” olabileceğini göstermiştir. “Yazar” kavramını öldürmüş, metnin yazardan bağımsız olduğunu, okurla metnin arasına yazarın giremeyeceği belirtilmiştir. Böylece, kendisi aynı zamanda bir okur olan çevirmene de sonsuz bir özgürlük bahşedilmiş gibi görünse de, çevirinin işlemesi için erek kültürün normlarına uygun bir şekilde üretilmesi gerekmektedir.

Çeviribilimin Tarihçesi

Çeviri eylemi dillerin tarihi kadar eskidir ve insanların dillerinin farkılaştırıldığı Babil Kulesi efsanesinde dille birlikte öne çıkan kavramdır. En eski ve ünlü çeviri örnekleri dini yazıların çevirileridir. Bunların içinde en önemlisi Tevrat’ın bilinen en eski Yunanca tercümesidir. Bir teoriye göre, bu çeviri 72 çevirmenden oluşan bir delegasyon tarafından gerçekleştirilmiş ve değerlendirilmiştir.

Bilimin gelişmesiyle birlikte Bağdat’ta matematiksel, astrolojik, astronomik ve aynı zamanda da tıbbi metinlerin çevirisi yapılmıştır. 12. ve 13. yüzyılda İspanya’da bir çeviri okulu kurulmuş, bu okulda, Arapçadan tercüme edilen tıbbi metinlerle bilim transferi sağlanmasının yanı sıra pek çok farklı konuda metinler Arapçadan tercüme edilmiştir.

Matbaanın geliştirilmesiyle çeviride büyük bir hız kazanılmış ve bilgi transferi çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Reform’un kurucusu Martin Luther’in çevirinin sadece kelimelerin tercümesi değil, asıl kelimelerden çıkan anlamların çevirisi olması gerektiğine dair düşüncesi günümüzün modern çeviri anlayışının da temelini oluşturmaktadır.

Çeviri çok eski bir alan olsa da çevirinin bir bilim olarak ele alınması 20. yüzyılın ortalarına doğru gerçekleşmiştir. 1970’li yıllardan itibaren pek çok çeviri kuramcısı, yaptıkları araştırmalarla çeviribilime katkıda bulunmuş, çeviriye ve çevirmene yeni bir kimlik kazandırmıştır. O zamana dek pek önemsenmeyen ve “görünmez” olan çevirmene aktif bir rol yüklenmiştir.

Türkiye’deki Üniversitelerde Çeviribilim Bölümü

Ülkemizde bazı üniversitelerde Çeviribilim eğitimi direkt olarak bir bölüm şekilde verilirken bazı üniversitelerde ise alt bir disiplin olarak gösterilmektedir. İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Atılım Üniversitesi ve Okan Üniversitesi Çeviribilim adı altında eğitim verirken geriye kalan üniversiteler mütercimlik bilim dalı eğitimini genel bir şekilde Mütercim-Tercümanlık adı altında sürdürüyor. Ülkemizde yazılı ve sözlü çeviri konusunda lisans düzeyinde ilk eğitim veren 1983-1984 eğitim yılında açmış olduğu Mütercim-Tercümanlık bölümü ise Boğaziçi Üniversitesidir. Türkiye’de Çeviribilim dışında Yazılı Çeviri Yüksek Lisans Programı, Konferans Çevirmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programı ve Yazılı Çeviri Doktora Programı gibi çeviri ile ilgili çeşitli lisansüstü eğitim programları da yer almaktadır.

İngilizce Öğrenmenin Püf Noktaları

İngilizce Öğrenmenin Püf Noktaları

İngilizce Öğrenmenin Püf Noktaları

Tercümanlar, İngilizce öğretmenleriyle birlikte “İngilizce Öğrenmenin Püf Noktaları” konusunda sürekli danışılan dil uzmanları arasındadır. Öte yandan, bu yazının amacı sıfırdan bir dil eğitimi konusunda derinlemesine bir analiz değil, dil bariyerini bir türlü aşamayan bireylere pratik tavsiyeler vermektir.

Yabancı dil öğrenmede püf nokta, İngilizce “exposure” kelimesiyle ifade edilebilir. Türkçeye doğrudan aktaramadığımız bu kelime, haşır neşir olma anlamı taşır. Kendi anadilimizin tekrarlar ve uygulamaların bir ürünü olması gibi yabancı dil öğrenimi de üst üste görmeyi, duymayı veya yazmayı gerektirir. Dil kaslarımız, kendimize uygun bir öğrenme süreci oluşturup sürekli pratik yaparsak gelişecektir.

İngilizce öğrenme sürecinde iki hatanın sık yapıldığını görüyoruz:

  • Temel dil öğelerini (zamanlar, gramer, vb.) teker teker/birbirinden bağımsız öğrenmenin yeterli olacağını düşünmek
  • Belirli kalıpları tekrarlamanın (öğrenciyken 50 kez yazdığımız kelimeler) yeterli olacağını düşünmek

İngilizce öğrenmek, farklı dil yapılarını birlikte incelemeyi ve tekrarlar sırasında zihnimize hep farklı bir unsuru (geçmiş zaman, sıfatlar, deyimler, telaffuz, vb.) entegre etmeyi gerektirir.

İngilizce Öğrenmenin Püf Noktaları

1) Okuma

2) Sözlük Kullanımı (Matbu?) (İngilizce-İngilizce?)

3) İlişkilendirme, örneklendirme ve yazma

4) Dinleme

5) Konuşma

Okuma

İngilizcenin sınıf ortamına hapsolduğu ve İngilizce öğrenmenin günlük pratik karşılığının olmadığı ülkemizde (Hollanda değiliz) en çok okuyoruz. Yani kendi dilimiz açısından bir numaralı hobimiz olmasa da yabancı dil öğrenirken dinleme, yazma veya konuşma pratiklerinden ziyade okumalar yapıyoruz. Kaynaklarımız ise, yabancı dil öğrenme amacımıza bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor (YDS, TOEFL, başlangıç düzeyinde Oxford hikaye kitapları, vs.).

Okumanın önemini yabana atmıyoruz. Okuduğumuz kaynaklar, yabancı dil öğrenme amacımıza bağlı olarak çeşitlilik göstermelidir. Genel İngilizce için başlangıç düzeyinde Oxford hikaye kitapları okumak, gündem hakkında neyin nasıl anlatıldığını görmek için BBC, Reuters gibi haber sitelerini okumak, daha mesleki bir İngilizce için Wall Street Journal, Economist, Psychology Today gibi yayınları takip etmek, sınava hazırlık için YDS, TOEFL odaklı kaynakları okumak, vb.

Okumada en önemli püf noktası kelime/vocabulary odaklı ilerlemektir. Yani, okumalarımız sırasında notlar (en azından kelimeler) çıkarmak kritik önemdedir. Peki nasıl?

Sözlük Kullanımı (Matbu?) (İngilizce-İngilizce?)

Kullanırken en çok zorlandığımız kaynaklardan başında sözlükler gelir. Bu satırların yazarının “L sözlük” yüzünden İngilizceden soğumak üzereyken Oxford University Press sözlükleriyle tanışması kendisine tercümanlığa giden yolu açmıştır. Günümüzde internet, sözcüklerin anlamına bakmada hızlı bir çözüm sunarken sözlük kullanımında olduğu gibi kalıcı bir öğrenme sağlamıyor. O yüzden İngilizce öğrenirken matbu İngilizce-İngilizce sözlük kullanmak çok yararlı olacaktır. Kelimelerin tanımlarına bu sözlüklerden bakarsanız şunlara ulaşacaksınız:

  1. GELİŞİM: Temel seviyedeki İngilizcemiz, tanımları yorumlamamıza yardımcı olurken zorlandığımız sözcükler, gramer yapıları, vb. bölümlerle gelişimimiz hızlanır. Spor yapmak gibi.
  2. DÜZELTME: Sözlük kullanmadığımızda “yanlış” şekillenen dil öğrenimi doğru bir temele oturur. Örneğin birinden özür dilemek İngilizcede “apologize from sb” değildir. Peki, apologize ile ilgili doğru kullanım nedir? Sözlükler bizi, öğrendiğimiz yabancı dil konusunda bir anadil konuşmacısı kadar geliştirebilir.
  3. PEKİŞTİRME: Dilin tüm unsularını (zamanlar, fiiller, deyimsel ifadeler, vb.) tanımlar ve örnek cümleler sayesinde sürekli tekrarlayıp benimseriz.

Elbette, tanım ve örnekleri inceleyecek zaman ve alışkanlığı yaratırsanız internet sözlüğü de kullanabilirsiniz.

İlişkilendirme, örneklendirme ve yazma

Matbu sözlük kullanırken öğrenilen kelimeleri bir yere not etmek yararlı olmaz mı? Peki, hangilerini not edeceksiniz?

İngilizce öğrenmenin püf noktaları deyince “çağırışım metodu” öne çıkıyor. Bu metot, kelimeleri hızlı ve doğal bir şekilde öğrenmenizi sağlar. Çağrışım metodu, yeni bir sözcüğü/ifadeyi her türlü hayat tecrübesiyle (sevgi, haz, önemseme, karşı çıkma) ilişkilendirme işidir.

Örnek? “Inflitrate” (sızmak) sözcüğüne baktığınızda karşınıza çıkan tanım, hiçbir deneyiminizle ilgili olmayabilir; ancak ana karakterin mafyaya sızdığı Kurtlar Vadisi dizisini, Türk toplumunu şiddete sevk etmekle eleştiriyorsanız İngilizce-İngilizce sözlüğe bakıp size özgü bir örnek oluşturmak ve bunu yazmak yetecektir:

In the series, Polat Alemdar inflitrates into the mafia. (Dizide, Polat Alemdar mafyaya sızar)

Demek ki öğrenilen kelimelerle ilgili örnek ifadeler/cümleler yazmak önemli.

Diğer çağrıım örnekleri Türkçe ve İngilizce kelimelerdeki harflerle oluşturulabilir. İngilizcede öğreneceğiniz “evolution” kelimesi başka bir kelime olan revolution’ın içinde bulunuyor. Aynı içerme durumu Türkçede evrim ve devrim kelimeleri için de geçerli.


 “evrim”–“devrim”

evolution”-“revolution”

Demek ki öğrenilen kelimeleri çağırışım yaratacak şekilde yazmak önemli…

Peki, şu çağrışım metoduna ne dersiniz?

investigate  
preventstate-of-the-art 
launch technology

Bir kelime listesi oluşturun; eylemler/fiiller mavi, sıfatlar niteleme yaptığı için kırmızı, kavramlar/isimler sabit olduğundan siyah olsun. Bunları sadece ilgili sütunlara (verb sütunu, noun sütünü) yazın ki kelimeleri düşündüğünüzde renkleri aklınıza gelsin; isim, sıfat, fiil olduklarını hatırlayın.

Burada fiil+sıfat+isim sıralamasının nedeni, İngilizcedeki cümle kurulumu: S+V+O.

 “Sıcak süt severim” ifadesini şöyle dönüştürüyoruz: “I like hot milk.”

Not: matbu sözlük kullanmak ne kadar faydalıysa kelimeleri bilgisayara değil, kağıda aktarmak da o kadar önemlidir.

Dinleme

Biraz eğlenceli bir konuya geçelim… 90’larda yabancı dil öğrenmek için bir ülkeye gitmek gerektiği söylenir; İngilizceyi “iyi” öğrenemeyenler yurt dışı imkanlarının olmamasından dert yanardı… Artık bu diziler, sorununuzun %50’sini kökünden çözüyor. %50’si diyorum; çünkü burada aktif dinleme yeteneğiniz güçleniyor.

Bu dizileri izlerken dikkat etmeniz gereken husus, Türkçe altyazı ile izlememek… Dil öğrenmek için dizi izliyorsanız Türkçe altyazı, sizi sadece tembelliğe iter. En faydalı yöntem şu şekilde: başlangıç seviyesinde olanlar için diziyi önce İngilizce, sonra Türkçe altyazılı izlemek. Orta ve daha yüksek düzeyde olanlar için ise altyazısız izleyip, ikinci seferde İngilizce altyazı eklemektir. 45 dk’lık bir bölümü 2 kez izleyecek kadar vakit ve sabrınız yoksa kısa diziler seçin: “Modern Family,” “How I Met Your Mother,” “Slicon Valley,” “Big Bang Theory,” vb.

Dizilerde öğrendiklerinizi, ikinci adımda (Bkz. 2. İlişkilendirme, yazma, örneklendirme) oluşturduğunuz kaynaklara mutlaka ekleyin:

Örnek: “Kaç dakika kaldı?” ifadesi, bir dizide “How many minutes are left?” yerine nasıl bir günlük kullanımla karşımıza çıkar? Yanıt: “How many minutes to go?”

Diğer bir kaynak elbette canlı TV yayınları: http://www.freeintertv.com/view/id-200

İngilizce Öğrenmenin Püf Noktaları: Konuşma

İngilizce öğrnmenin püf noktaları bizi konuşmaya götürecek diye düşünsek de aslında en önemli gereklilerden biri konuşmanın kendisi. Dolayısıyla, küçük yaşlarda doğru telaffuz için aynı kelimeyi onlarca kez okuyarak tercüman olmuş birinin son mesajı: çekinmeyin 🙂 İyi kaynaklar okuyun, yazılı ve sözlü olarak tekrar edin, dinleyin, ama hep konuşmaya çalışın. Konuşma konusunda profesyonel destek için de birlikte konuşma egzersizleri planlayalım!

Fransızcadan Türkçeye Geçen Kelimeler

Fransızcadan Türkçeye Geçen Kelimeler

Fransızcadan Türkçeye geçen ve Fransızca Türkçe ortak olarak kullandığımız kelimeler hangileri?

Dünyada yaklaşık 200 milyon insan tarafından konuşulan Fransızca, yüzyıllar boyunca pek çok dili etkilemiştir. Latince dilinin ayrılan kollarından biri olan bu aşkın ve sanatın dili, sahip olduğu köklü geçmiş sayesinde pek çok coğrafyada konuşulmuş, pek çok dilden ödünç kelimeler almış, pek çoğunu da ödünç kelimeler vermiştir. Yoğun bir etkileşim halinde olduğu diller arasında Türkçe de ön sıralarda gelmektedir. İki dil arasındaki bu etkileşim Tanzimat dönemindeki batılılaşma sürecinde ülke aydınlarının çevirileriyle en yoğun dönemini yaşamış ve bunun sonucunda Türkçeye Fransızcadan binlerce kelime geçmiştir. Kaynaklara göre sözlüğümüzde yer alan yaklaşık 5 bin Fransızca kelime vardır. 

 “Transparan” Nedir?

Fransızca yazım şekli “transparent” olan bu kelime “şeffaf” anlamına gelmektedir. Kökeni latince “transparere” kelimesinden gelen bu isim, “içinden öbür tarafı görünmek” anlamına gelen “parare” fiilinin türetilmiş halidir. Türkçemizde de aynı anlamı taşırken Fransızcadan Türkçeye geçmiş kelimeleri tanımlamak için de kullanılır. Sözlüğümüzde yer alan Fransızca kökenli binlerce sözcüğü “transparan kelime” olarak sınıflandırabiliriz.

Fransızcadan Türkçeye Geçen Kelimeler Listesi

Günlük hayatın içinde de sıklıkla kullandığımız birçok kelime transparandır. Pek çoğu orijinal dilindeki telaffuzu ve anlamı koruyarak dilimize geçse de bazı istisnalar mevcuttur. Bu kelimelere şöyle örnekler verebiliriz:

Egoist: Fransızca yazımı “égoïste” şeklindedir. Anlamı “bencil” demektir. Okunuşu Türkçeye olduğu gibi geçse de anlam farklılığı oluşmuştur. Türkçede “kendini beğenmiş anlamına gelen bir sıfat olarak karşımıza çıkar.

Alyans: Fransızca yazımı “l’alliance” olan bu sözcük Fransızcada da benzer anlamı taşımaktadır. Sözlük anlamı “evlenme; dünürlük; nişan yüzüğü; birleşme, bağlaşma, ittifak” anlamlarına gelen kelimenin okunuşu orijinal dilde de “alyans” şeklindedir. Fransızcadaki yaygın kullanımı “birleşme” anlamındadır.

Balkon: Kökeni “le balcon” şeklindedir. Sözcük anlamı “seyirlik, balkon”dur. Okunuşu da anlamı da Türkçeye olduğu gibi aktarılmıştır.

Defile: Yabancı dil yazımı “le défilé”dir. “Dar geçit, boğaz, geçit töreni, defile” anlamlarına gelir. Anlamı ve okunuşu olduğu şekliyle Türkçeye geçmiştir. Fransızcadaki yaygın kullanımı “geçit” anlamındadır.

Fakülte: Orijinal yazımı “la faculté”dir. Sözlük anlamı “yeti, meleke; özellik; yetki; fakülte »dir. Okunuş ve anlam itibariyle Türkçeye birebir geçmiştir.

Karakter: Fransızcadaki anlamı “nitelik, vasıf, karakter, benlik” olan ve “caractère » şeklinde yazılan bu kelime de olduğu gibi Türkçeye geçmiştir.

Lise: Orijinal yazımı “le lycée” şeklindedir. Fransızcadaki okunuşu ve sözlük anlamı Türkçedekiyle aynıdır.

Mağaza: Fransızca yazımı “le magasin” ve telaffuzu “lö magazen” şeklindedir. Her iki dildeki anlamı da aynıdır.

Şoför: Fransızcada “le chauffeur” olarak yazılır. “Ateşçi, şoför” anlamlarını karşılar. Telaffuzu Türkçede söylendiği gibidir.

Bu listeye binlerce daha kelime dahil edebiliriz. İnsana ait olan her şeyin değişim ve gelişim içinde olması gibi dil de sürekli bir değişim halindedir. Günümüz teknolojisi sayesinde diller arasındaki iletişim de günden güne artmaktadır. Önümüzdeki yıllarda transparan kelimelerin artışına şahit olacağız.

Türkiye’nin Simultane Çeviri Şirketi

Lingopia’nın Türkiye’nin önde gelen kurumlarına simultane çeviri hizmeti verdiğini biliyor muydunuz? Uzmanlık gerektiren bu hizmet hakkında bilgi sahibi olmak için ilgili sayfamızı ziyaret edebilir; yoksa Fransızcadan Türkçeye geçen kelimeler listesini aşağıda inceleyebilirsiniz.

A’dan Z’ye kapsamlı bir liste:

abajur-abat-jour

abaküs-abacus

abiye-habillé

ablatif-ablatif

abone-abonné

adaptasyon-adaptation

adres-adresse

agnostisizm-agnosticisme

akasya-acacia

akor-accord

akrobat-acrobate

aksan-accent

aktinyum-actinium

aktris-actrice

aktör-acteur

aktüel-actuel

akvaryum-aquarium

albatros-albatros

albüm-album

alfabe-alphabet

alfabetik-alphabétique

algoritma-algorithme

alkol-alcool

alkolik-alcoolique

alkolizm-alcoolisme

alman-allemand

alo-allô

alyans-alliance

alüminyum-aluminium

amatör-amateur

ambargo-embargo

ambulans-ambulance

amerikan-américain

amfibik-amphibique

amip-amibe

amiral-amiral

amper-ampère

ampul-ampoule

anakronizm-anachronisme

ananas-ananas

anarşi-anarchie

anatomik-anatomique

anemi-anémie

animizm-animisme

anjiyo-angiographie

anjiyografi-angiographie

anket-enquête

ansiklopedi-encyclopédie

antibiyotik-antibiotique

antilop-antilope

antioksidan-antioxydant

antrepo-entrepôt

anyon-anion

anüs-anus

aort-aorte

apandisit-appendicite

ar-are

argo-argot

argon-argon

aromatik-aromatique

arpej-arpège

arsenik-arsenic

artrit-arthrite

arşiv-archives

as-as

asansör-ascenseur

aseton-acétone

asimptot-asymptote

asistan-assistant

asit-acide

astronomi-astronomie

astronot-astronaute

astım-asthme

ateist-athéiste

ateizm-athéisme

atmosfer-atmosphère

atom-atome

avantaj-avantage

avantür-aventure

avukat-avocat

azot-azote

bale-ballet

balon-ballon

bandaj-bandage

bank-banc

banliyö-banlieue

baraj-barrage

barbar-barbare

baryum-baryum

baz-base

bej-beige

berilyum-béryllium

bermuda-bermuda

beton-béton

biberon-biberon

biftek-bifteck

bikini-bikini

bisiklet-bicyclette

bisküvi-biscuit

biyoloji-biologie

bizmut-bismuth

bluz-blouse

boks-boxe

boksör-boxeur

bor-bore

botanik-botanique

brom-brome

broş-broche

buton-bouton

bürokrasi-bureaucratie

bürokrat-bureaucrate

büst-buste

bütan-butane

büz-buse

ceket-jaquette

daktilo-dactylo

dans-danse

deizm-déisme

dekar-décare

demokratik-démocratique

deplasman-déplacement

depo-dépôt

depresif-dépressif

depresyon-dépression

desibel-décibel

determinizm-déterminisme

dezenfektan-désinfectant

diferansiyel-différentiel

dinamit-dynamite

dinozor-dinosaure

diplomatik-diplomatique

disiplin-discipline

diskotek-discothèque

disprosyum-dysprosium

diyabet-diabète

diyalog-dialogue

diyapazon-diapason

doktor-docteur

dosya-dossier

dublör-doubleur

düalizm-dualisme

düet-duet

dük-duc

dünit-dunite

düşes-duchesse

egoizm-égoïsme

ekinoks-équinoxe

ekler-éclair

ekran-écran

ekvator-équateur

elektrik-électrique

elektromanyetizma-électromagnétisme

elektron-électron

elips-ellipse

embriyo-embryon

emperyalizm-impérialisme

endüstri-industrie

enerji-énergie

enfeksiyon-infection

enflasyon-inflation

enformasyon-information

enjektör-injecteur

ensest-inceste

enstrümantal-instrumental

entegrasyon-intégration

entelektüel-intellectuel

enteresan-intéressant

entomoloji-entomologie

epe-épée

eroin-héroïne

erotik-érotique

etik-éthique

etiket-étiquette

etimoloji-étymologie

etnik-ethnique

fakülte-faculté

far-phare

far-fard

fayton-phaéton

faşist-fasciste

federasyon-fédération

feminizm-féminisme

festival-festival

fetiş-fétiche

fibrinojen-fibrinogène

figüran-figurant

film-film

filozof-philosophe

final-final

fizik-physique

fizyoloji-physiologie

flor-fluor

flu-flou

fok-phoque

fondöten-fond de teint

fonksiyon-function

fosfor-phosphore

fosil-fossile

fotokopi-photocopie

fotoğraf-photographe

fragman-fragment

frambuaz-framboise

frekans-fréquence

fren-frein

fresk-fresque

fötr-feutre

füze-fusée

gadolinyum-gadolinium

gaf-gaffe

galaksi-galaxie

galoş-galoche

galyum-gallium

gamet-gamète

gar-gare

garanti-garantie

garson-garçon

gayzer-geyser

gen-gene

geometri-géométrie

germanyum-germanium

gitar-guitare

gişe-guichet

gondol-gondole

goril-gorille

gramer-grammaire

gri-gris

gril-grille

grip-grippe

grup-groupe

halüsinasyon-hallucination

hektar-hectare

helikopter-hélicoptère

helyum-hélium

hemofili-hémophilie

hepatit-hépatite

heteroseksüel-hétérosexuel

hidrat-hydrate

hidrojen-hydrogène

hiperbol-hyperbole

hipermetrop-hypermétrope

hitit-hittite

hititoloji-hittitologie

holmiyum-holmium

homonim-homonyme

homoseksüel-homosexuel

idealist-idéaliste

idealizm-idéalisme

ideoloji-idéologie

indiyum-indium

integral-intégral

iridyum-iridium

ironi-ironie

iskelet-squelette

iterbiyum-ytterbium

itriyum-yttrium

japon-japon

jargon-jargon

jartiyer-jarretière

jelatin-gélatine

jenerasyon-génération

jeoloji-géologie

jorjet-georgette

judo-judo

kabin-cabine

kabine-cabinet

kablo-câbleau

kadmiyum-cadmium

kafein-caféine

kalibre-calibre

kalomel-calomel

kalori-calorie

kalsiyum-calcium

kanal-canal

kanguru-kangourou

kano-canot

kanser-cancer

kantin-cantine

kapüşon-capuchon

karakter-caractère

karamel-caramel

karbon-carbone

kare-carré

kariyer-carrière

karne-carnet

kartograf-cartographe

kartografi-cartographie

kartpostal-carte postale

kastanyet-castagnette

katakulli-fait accompli

katalog-catalogue

katamaran-catamaran

katedral-cathédrale

kategori-catégorie

katyon-cation

kavalye-cavalier

kazak-casaque

kinematik-cinématique

klavye-clavier

klima-climat

klitoris-clitoris

klor-chlore

klorofil-chlorophylle

klostrofobi-claustrophobie

kobalt-cobalt

kobra-cobra

kod-code

kolektif-collectif

kolye-collier

komedi-comédie

komik-comique

komünizm-communisme

kondom-condom

konferans-conférence

kongre-congrès

konser-concert

kontes-comtesse

koridor-corridor

korse-corset

korvet-corvette

kosinüs-cosinus

kravat-cravate

krep-crêpe

kripton-krypton

kriter-critère

kriz-crise

krizantem-chrysanthème

krom-chrome

kromozom-chromosome

kronometre-chronomètre

külot-culotte

kült-culte

kültür-culture

kürtaj-curetage

lazer-laser

levye-levier

lig-ligue

liret-lirette

lise-lycée

lityum-lithium

lorentiyum-lawrencium

lökoplast-leucoplaste

madam-madame

magnezyum-magnésium

makyaj-maquillage

manda-mandat

manganez-manganèse

maraton-marathon

marmelat-marmelade

masaj-massage

maske-masqué

maskulen-masculin

mastürbasyon-masturbation

mayo-maillot

mayonez-mayonnaise

mazoşizm-masochisme

melankolik-mélancolique

mersi-merci

mesaj-message

metot-méthode

metrdotel-maître d’hôtel

metre-mètre

metres-maîtresse

migren-migraine

mikroorganizma-microorganisme

mikrop-microbe

mikroskop-microscope

milimetre-millimètre

milyarder-milliardaire

milyoner-millionnaire

misket-mousquet

mistik-mystique

mistisizm-mysticisme

misyon-mission

miyop-hypermétrope

model-modèle

modernizm-modernisme

molibden-molybdène

monarşi-monarchie

morfin-morphine

mors-morse

müge-muguet

müze-musée

müzikal-musical

müzisyen-musicien

narkotik-narcotique

neon-néon

nikel-nickel

niyobyum-niobium

noel-noël

nosyon-notion

nöron-neurone

nükleer-nucléaire

ofis-office

oje-onglé

oksijen-oxygène

oligarşi-oligarchie

omlet-omelette

organizasyon-organisation

orgazm-orgasme

otel-hôtel

otizm-autisme

oto-auto

otobüs-autobus

otogar-autogare

otostop-autostop

paladyum-palladium

pantalon-pantalon

pantolon-pantalon

papyon-papillon

parabol-parabole

paradoks-paradoxe

paranoya-paranoïa

parti-partie

pasaport-passeport

patoloji-pathologie

patron-patron

pelerin-pèlerine

pelikan-pélican

peron-perron

personel-personnel

pijama-pyjama

pipet-pipette

piramit-pyramide

piton-python

piyon-pion

plaj-plage

plastik-plastique

platform-plate-forme

polen-pollen

polis-police

polonez-polonaise

popüler-populaire

potasyum-potassium

pozisyon-position

pozitif-positif

prens-prince

prensip-principe

prezervatif-préservatif

primitif-primitif

profesyonel-professionnel

profiterol-profiterole

program-programme

prostat-prostate

provokasyon-provocation

psikiyatr-psychiatre

psikiyatrist-psychiatriste

psikolog-psychologue

psikoloji-psychologie

psikoterapi-psychothérapie

puan-point

puding-pudding

pünez-punaise

raket-raquette

randevu-rendez-vous

rapor-rapport

ray-rail

reaksiyon-réaction

reaktif-réactif

referandum-référendum

reklam-réclame

ritüel-rituel

rodyum-rhodium

roman-roman

romantik-romantique

rubidyum-rubidium

ruj-rouge

rumen-roumain

rutenyum-ruthénium

röportaj-reportage

röpörtaj-reportage

saksafon-saxophone

sandal-sandale

sandalet-sandalette

seans-séance

sekreter-secrétaire

seks-sexe

sektör-secteur

selenyum-sélénium

sembol-symbole

senaryo-scénario

sendika-syndicat

sendrom-syndrome

sentaks-syntaxe

seramik-céramique

sezon-saison

silisyum-silicium

sinema-cinéma

sinematograf-cinématographe

sinüs-sinus

sirk-cirque

sismik-sismique

sistemik-systémique

site-cité

sitoloji-cytologie

skandal-scandale

skandiyum-scandium

sodyum-sodium

sos-sauce

sosis-saucisse

sosyal-social

sosyoloji-sociologie

spor-sport

spor-spore

stat-stade

strateji-stratégie

stronsiyum-strontium

strüktür-structure

süje-sujet

sümeroloji-sumerologie

süper-super

süperpozisyon-superposition

sürpriz-surprise

sütyen-soutien-gorge

tablo-tableau

tanjant-tangent

taşeron-tâcheron

teist-théiste

teizm-théisme

teknetyum-technétium

teknoloji-technologie

teknolojik-technologique

telefon-téléphone

teleskop-télescope

televizyon-télévision

tendon-tendon

teorem-théorème

teori-théorie

terbiyum-terbium

terörist-terroriste

terörizm-terrorisme

tipik-typique

tipografi-typographie

tirbuşon-tire-bouchon

titan-titane

totem-totem

trafik-trafic

travma-trauma

tren-train

trigonometri-trigonométrie

tulyum-thulium

turist-touriste

tuvalet-toilette

türban-turban

valiz-valise

vampir-vampire

vanadyum-vanadium

veteriner-vétérinaire

vitrin-vitrine

vize-visa

volkan-volcan

zirkonyum-zirconium

çek-tchèque

çeçe-tsé-tsé

üniversite-université

şampanya-champagne

şampiyon-champion

şef-chef

şizofreni-schizophrénie

şömine-cheminée

şövalye-chevalier

Yağmur Özkat

Fransızcadan Türkçeye geçen kelimeler listesinde en çok karşılaşılan kullanımları paylaştık. Ayrıca ilginizi çekebilir:

Lingopia olarak Fransızca çeviri gibi hizmet taleplerinde simultane çeviri ve yazılı çeviri hizmetleri sunuyoruz. Bu gibi yazıları desteklemek için lütfen mesleğimizi anlatan Simultane Çeviri sayfamıza da göz atın!

× WhatsApp